Sosyal Medya

Güncel

Cemaat'in AA’yı çökertme planını tek tek açıkladı

Türkiye Cumhuriyeti'nin en stratejik kurumlarından Anadolu Ajansı'nın, Gülen Cemaati tarafından paralel yapının kontrolüne sokulmak istendiği fakat başarılı olamayınca da kurum aleyhinde ulusal ve uluslararası bir kampanya başlatıldığı ortaya çıktı. AA Genel Müdürlüğü'nden ayrılan Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, Cemaatin elemanlarını işe almadıkları ve Arapça yayın yaptıkları için başlatılan 'operasyon' sürecini tüm detayları ile kaleme aldı. Öztürk, AA'yı hedef gösteren ilk ismin ise Ekrem Dumanlı olduğunu kaydetti.



Yeni Åžafak yazarı Kemal Öztürk, Anadolu Ajansı Genel Müdürü olduÄŸu dönemde Gülen Cemaati’nin kurum üzerinden nasıl bir baskı kurmaya çalıştığını ve bunda baÅŸarılı olamayınca da üzerinde kurulmak istenen baskıları ve nasıl hedef tahtasına oturtulduÄŸunu tüm detayları ile kaleme aldı.
Öztürk dün ve bugün kaleme aldığı yazılarında Cemaat yazarlarının “gazetecilik faaliyetleri” konusundaki çıkışlarından sonra ÅŸahit olduklarını yazmaya karar verdiÄŸini kaydeden Öztürk, “Her ÅŸey AA Arapça'yı kurmamızla ve Haber Akademisi’nde gazeteci yetiÅŸtirmeye baÅŸlamamızla baÅŸladı” dedi.
Önemli isim: “Cemaati karşına alma arkadaÅŸlarımızı iÅŸe al”

Öztürk dünkü, "Örnek bir gazetecilik faaliyeti" baÅŸlıklı yazısında Cemaatin AA’da baskı sürecini ÅŸöyle aktardı: “AA global projeleri için kurduÄŸu Haber Akademisi’nde genç gazeteciler yetiÅŸtirmeye baÅŸlayınca, Cemaat buraya yoÄŸun ilgi gösterdi. Eleman alımı için gelen tüm aşırı talepleri makul gerekçelerle reddedince, Cemaat'in Ankara medyasından önemli bir isim beni ziyarete geldi. Benim Cemaat'e AA’da blokaj uyguladığımı ve arkadaÅŸlarını iÅŸe almadığım için üzüntülerini iletti. Üstü kapalı Cemaat'i karşıma almamam yönünde de uyardı. Özel bir blokaj uygulamadığımızı, herkes için uygulanan kriterleri Cemaat için de uygulayacağımızı söyleyerek tavrımızın deÄŸiÅŸmeyeceÄŸini söyledim. Yine de Cemaat'in ısrarlı talepleri hiç bitmedi ve sürekli ajansa elemanlarını almamız için baskı yapıldı. Bu iÅŸleri koordine edenlerin hepsi Ankara’da medya mensubuydu.

Sayıştay Uzmanları sahneye çıkıyor

O güne kadar AA ile irtibatı olmayan Sayıştay “uzmanları”, nedense 2012 yılında denetim kapsamında olmayan AA’nın da Sayıştay denetimine girmesi gerektiÄŸini dillendirmeye baÅŸladılar. Bu yönde AA’ya gelen resmi yazıyı, ‘KurulduÄŸu günden beri Sayıştay denetiminde olmayan kurumun, Sayıştay tarafından denetlenmesi kanunen mümkün deÄŸildir’ diyerek reddettik.

Bunun üzerine aynı uzmanlar, bu kez AA’nın en büyük hissedarı Hazine’ye giderek onlara, AA’nın denetime alınması için baskı yapmaya baÅŸladı. Hazine’yi denetlerken, nedense AA hakkında da hukuken bir geçerliliÄŸi olmayan, taslak bir rapor hazırlayıp üstlerine sundular. Raporda, AA’nın hisse yapısındaki deÄŸiÅŸiklikte sorun olduÄŸunu ve AA’nın denetlenmesi gerektiÄŸini yazdılar.

Hazine, hisse yapısındaki deÄŸiÅŸikliÄŸin bilgileri dahilinde, kanuni zorunluluktan dolayı olduÄŸunu, kaldı ki hisselerdeki kullanım hakkının kendi uhdesine verildiÄŸini söyleyerek taslak rapora itiraz etti. Gizli statüsündeki taslak rapor, Sayıştay’daki üst kurullarda kabul edilmedi ve geçersiz kaldı.

Sayıştay uzmanları bununla da kalmadı, bu kez kanun gereÄŸi AA’nın bütçe hareketlerini düzenleyen Basın Yayın Enformasyon Genel MüdürlüÄŸü’nü (BYEGM) baskı altına aldı. Denetim esnasında AA’ya kanun gereÄŸi aktarılan bütçenin, diÄŸer ajanslara aktarılan bütçeyle uyuÅŸmadığı, bunun rekabet ÅŸartlarını bozduÄŸunu ve hatalı iÅŸlem olduÄŸunu söyleyerek, BYEGM Genel Müdür Yardımcısı ve AA Denetçisi Erkan Durdu’ya 100 milyon TL zimmet çıkarmaya kalktılar. Bu akla zarar zimmet, son anda iÅŸlem deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılarak önlendi.

“AA’yı hedef alan ilk yazıyı Dumanlı yazdı”

Sayıştay BaÅŸkanı'yla yaptığım görüÅŸmeler ve tüm çabalarımız bu uzmanların akla zarar baskılarını durduramayınca, TBMM’den AA’nın hukuki alt yapısı ve hisse durumunu düzenleyen yeni bir kanun çıkartmak zorunda kaldık. Bu kanun sayesinde Sayıştay’ın denetim baskısı da sona erdi.

Sayıştay’ın uzmanlarından kurtulduk ancak bu kez Cemaat medyasından gelen ÅŸikayetlerle uÄŸraÅŸmaya baÅŸladık. Zaman Gazetesi Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, AA’nın yeni çıkardığı özel haber ürününün paralı olmasına itiraz ederek bu ürünü almayı reddetti.

1 Nisan 2013 yılında AA’nın medya sponsoru olduÄŸu finans zirvesine Cihan Haber Ajansı ve televizyonların alınmamasını bahane ederek eleÅŸtirel bir yazı yazdı. Dumanlı burada özellikle kamu kaynağını kullanmamız ve rekabet ÅŸartlarının adil olmamasını eleÅŸtirdi. Bu, AA ve ÅŸahsımı eleÅŸtiren Cemaat medyasında çıkan ilk yazıydı. 8 Nisan 2013 tarihinde Dumanlı, gönderdiÄŸimiz tekzibe kısmen yer veren ama daha sert ifadelerin olduÄŸu ikinci bir yazı kalem aldı ve yine aynı ÅŸeyleri eleÅŸtirdi.

Öte yandan tüm bakanlıklara birden AA hakkında ÅŸikayetler gitmeye baÅŸladı. Neredeyse 30 yıldır, Bakanlar bazen sadece TRT ve AA’yı çağırarak bir açıklama yapar, bu açıklama AA aracılığı ile tüm medyaya servis edilir. Bu uygulamayı herkes bilir ve itiraz da etmez. Cemaat medyası (baÅŸta Cihan Haber Ajansı) nedense birden bunun adil olmadığını söyleyerek, bakanlıklara baskı yaptı, hatta Rekabet Kurulu'na ÅŸikayet bile etti.

Sayıştay’ın gizli raporu Cemaat medyasında

Dumanlı, 3 Haziran 2013 yılında bir yazı daha kaleme aldı ve bu kez açıktan ajansı hedef haline getirerek, abonelik sözleÅŸmelerini tek taraflı iptal ettiklerini duyurdu. Yazısında BYEGM üzerinden aktarılan bütçeden, yine rekabet ÅŸartları ve özel haber ürününden bahsederek ajansı çok sert dille eleÅŸtirdi ve bu nedenle aboneliklerini iptal ettiklerini söyledi.

Yazıda, birçok kiÅŸinin gözünden kaçan bir ÅŸey daha söyledi Dumanlı: “Kaldı ki her fırsatta bir anonim ÅŸirket olduÄŸunu dile getiren AA’nın ortaklık yapısını ve son dönemde yapılan sermaye artışlarındaki hisse paylaşımını gündeme getirmedim bile...” O güne kadar hiçbir medyada yer almayan ve çok sınırlı sayıda kiÅŸinin bildiÄŸi bir konudan, yani Sayıştay uzmanlarının hazırladığı ve kabul edilmeyen o gizli taslak rapordaki bilgiden bahsetti. Dumanlı’nın yazılarındaki birçok cümle neredeyse Sayıştay raporundaki cümlelerle aynıydı.

Tüm Basın örgütleri kampanyaya katıldı

Bu yazıdan sonra, Taraf, Sözcü, Aydınlık, Sol, Birgün, Bugün, Samanyolu, Bugün TV, Cemaatin irili ufaklı tüm internet ve sosyal medyası AA aleyhine yoÄŸun yayın yapmaya baÅŸladı. Birçok abonemizle irtibat kurularak sözleÅŸmelerini iptal etmeleri istendi, ancak hiç kimse buna uymadı. O güne kadar ajansla ilgili hiçbir sorun yaÅŸamayan, Medya DerneÄŸi (Dumanlı baÅŸkan yardımcısı), Medya Etik Konseyi, Basın Konseyi, Gazeteciler Cemiyeti açıklamalar yaparak, AA ile Cemaat arasındaki tartışmaya müdahil oldu ve AA’nın tek başına bakanlıklara çaÄŸrılmasını kınadı. Birçok bakanlık bu yoÄŸun baskı karşısında sadece TRT ve AA’yı çağırma uygulamasından vazgeçti ve diÄŸer ajansları da davet ettiler. Ä°lginç olan ÅŸey, tüm bu olaylar yaÅŸanırken, Cemaat medyasından aracılar sürekli olarak sorunları çözeceklerini söyleyip, Haber Akademi’sine elemanlarını almamız konusunda taleplerini devam ettirdi.

Kemal Öztürk bugünkü, "Cemaat'in benzersiz gazetecilik faaliyeti" baÅŸlıklı yazısında ise AA’nın aleyhinde yürütülen karalama kampanyasının asıl kaynağının ise Sayıştay uzmanları tarafından hazırlanan metinlerdeki bilgiler olduÄŸunu vurgulayarak ÅŸunları kaydetti: “Bunlar kaynağı açıklanmadan, önce Taraf Gazetesi’nde sonra Zaman ve diÄŸer Cemaat gazetelerinde haber oluyordu. Haberlerdeki tüm yanlış bilgiler defalarca tekzip edildi, ancak hiçbir tekzip yayınlanmadı.”

Cemaate yakın muhalefet milletvekilleri devreye sokuluyor

Kemal Öztürk’ün bugünkü yazısında dikkat çektiÄŸi en önemli nokta ise AA hakkında 50’ye yakın soru önergelerini veren milletvekillerinin kimlikleri. Öztürk bu vekillerin Cemaat’le yakın iliÅŸkili olduÄŸunu kaydederek süreci ÅŸöyle anlattı: “Bu haberler, TBMM’de CHP ve MHP milletvekilleri tarafından soru önergelerine dönüÅŸtürülerek hükümete gönderildi. Bu kez soru önergeleri, ‘AA’daki tartışmalara Meclis el koydu’ denilerek Cemaat medyasında haberleÅŸtirildi. Sorulara verilen cevaplar da ayrıca haber yapıldı. Sayıları neredeyse 50’yi bulan bu soru önergeleri hep Cemaat'le yakın iliÅŸkisi olan milletvekilleri tarafından verildi. “Bu arada BaÅŸbakanlığa, AA’nın vergi ödemeleri konusunda sorunları olduÄŸuna dair isimi bilinmeyen kiÅŸiler tarafından ÅŸikayet mektupları gitti. BaÅŸbakanlık TeftiÅŸ Kurulu bu tuhaf ve tutarsız ÅŸikayetler için iÅŸlem yapmaya gerek görmedi. Hal böyleyken kimsenin bilmediÄŸi bu konu Cemaat medyasında ve Hürriyet Gazetesi’nde, ‘AA’ya TeftiÅŸ Kurulu soruÅŸturma açtı’ diye haberler çıktı. Bu haberler yine soru önergesine dönüÅŸtü, yine haberleÅŸtirildi. Tüm bu haberlerin aynı zamanda Ä°ngilizce'ye çevrilip Today’s Zaman’da, medya sitelerinde, Twitter ve diÄŸer paylaşım sitelerinde de yaygınlaÅŸtırıldığını unutmayın.

​Terör örgütü üyesi yapılıyoruz

Yeni Åžafak yazarı Kemal Öztürk zamanla uluslararası boyut kazanan saldırıları ÅŸöyle aktardı:
"17 Aralık darbe giriÅŸimi patlak verince bu kez ikinci bir ÅŸok yaÅŸadık. AA telefon santrallerinin, ben dahil bir çok yöneticinin telefonlarının usulsüzce dinlendiÄŸini öÄŸrendik. Savcılığa giderek ÅŸikayetçi olduk. Savcı bize hakkımızdaki dinleme kararlarını gösterdi, beni ve arkadaÅŸlarımı hayali bir terör örgütü üyesi yapmışlardı. Dikkatimi bir ÅŸey çekti, usulsüz dinleme kararının alındığı tarih benim BaÅŸbakan Basın Danışmanı olduÄŸum ya da AA’da göreve baÅŸladığım 2011 yılı deÄŸil, yine 2012 yılıydı. Yani Arapça yayınlarımızın tüm OrtadoÄŸu’da etkili olmaya baÅŸladığı tarih. Bu hayali örgüt suçlamalarıyla ilgili savcılık bilgileri yine sızdırıldı ve Cemaat medyasında, sosyal paylaşım sitelerinde yayınladı. Ancak savcılıkta büyük bir felaketin eÅŸiÄŸinden döndüÄŸümüzü anladım. Ailem ve yakınlarımla yaptığım özel görüÅŸmeleri bile kaydedecek kadar gözleri dönmüÅŸ insanlar olduÄŸunu gördüm.

OrtadoÄŸu’da aleyhte toplantılar

Cemaat, 17 Aralık’tan sonra Tunus, Fas, Ürdün, Kuveyt, Dubai, Mısır baÅŸta olmak üzere bir çok Arap ülkesinde toplantılar düzenleyerek Zaman, Cihan ve Bugün’den gazetecileri konuÅŸturdu. Tüm konuÅŸmacılar hükümeti ve Türkiye’yi kötülerken, AA’yı da karalamayı unutmadılar. Üstüne bir de iliÅŸkide oldukları bazı medya organlarında aleyhte haber yaptırdılar. Bu kez AA olarak biz de bu ülkelerde toplantılar yapıp, hem kurumu tanıttık hem de Türkiye hakkındaki asılsız iddiaları yalanladık. Cemaat gazetecilerinin bu aleyhte toplantıları Afrika ve Asya ülkelerinde de tekrarlandı.

Asıl saldırı yerel seçimlerde oldu

Cemaat'in AA’yı hedef alan asıl operasyonları, 30 Mart 2014 Yerel Seçim öncesi yaÅŸandı. AA’nın ilk defa Cihan’a alternatif olarak sandık sonuçlarını vereceÄŸini açıklaması, o cephede büyük rahatsızlık yarattı. Seçimlere bir hafta kala Taraf Gazetesi sürmanÅŸetten AA’nın seçim sonuçlarını manipüle edeceÄŸi haberi yaptı. Neredeyse bir hafta boyunca bu tür yalan haberleri sürmanÅŸetten verdi. Bu haberler her zamanki gibi yine Zaman ve diÄŸer Cemaat gazetelerinde alıntılandı, sonra milletvekillerinde soru önergesi oldu, tekrar haber oldu bu döngü böyle devam etti.

Siber korsanlar saldırıyor

Seçim gecesi ise baÅŸka bir kabus yaÅŸadık. RedHack isimli (güya komünist) siber korsan, seçim gecesi dünyadaki tüm hacker gruplarına AA’ya saldırması için çaÄŸrıda bulundu. AA yerel seçim gecesi hayatında görmediÄŸi bir siber saldırı ile karşı karşıya kaldı. Önceden aldığımız önlemler yüzünden sistemimiz çökmedi ama iki saat yavaÅŸlatıldı.

RedHack'in izi istihbaratçı polisin bilgisayarına uzandı
Aynı gece CHP ve MHP genel baÅŸkan yardımcıları ve baÅŸkan adayları o gece, Cihan Haber Ajansı sonuçlarının farklı olduÄŸu gerekçesiyle, tam dört basın toplantısı düzenleyip, AA’nın seçim sonuçlarını manipüle ettiÄŸini iddia etti. Bu iddialar büyük yankı buldu. Hatta sosyal medyada ajansa fiziki saldırı yapılması çaÄŸrıları yapıldı ve AA’nın tüm santralleri gelen telefonlarla kilitlendi. Ancak AA, yerel seçim sonuçlarını o gece baÅŸarıyla verdi. O gece AA sonuçları alternatif olarak vermeseydi bir iç savaşın bile çıkartılabileceÄŸini gördüm. Seçimden günler sonra, RedHack isimli korsanın izi tespit edildi ve iz Cemaat'in istihbaratçı polislerinin kullandığı bilgisayarlara kadar uzandı, ancak kimse yakalanamadı.

Åžimdi o kalemi yavaÅŸça cebine koy

Taraf ve Zaman gazetelerinin yalan haberleri mahkeme tarafından tespit edildi ve tekzip yayınlamak zorunda kaldılar. Ancak hiçbir zaman AA aleyhine haber yapmaktan vazgeçmediler. Åžimdi meydanlarda, uluslararası basında gazetecilik yaptıkları için baskı gördüklerini söyleyen Cemaat medyasına ilgi gösteren yabancı basın bakalım bu yazdıklarıma ilgi gösterecek mi? Tabii ki göstermeyecek. Åžimdi Ekrem Dumanlı’ya diyorum ki (Yıldıray OÄŸur’un harika cümlesinden esinlenerek), elindeki o Montblanc kalemi yavaÅŸça cebine koy ve sakın bir daha gazetecilik yaptığını kimseye söyleme.

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.